Vazelon’un son kalıntılarına gecikmeyin | Parlamento Muhabirleri Derneği

Vazelon’un son kalıntılarına gecikmeyin


Vazelon’un son kalıntılarına gecikmeyin

Bir zamanlar Doğu Karadeniz limanlarına yanaşan ticaret gemileri taşıdıkları yükleri Anadolu’nun iç kesimlerine ulaştırmak yük kervanları ile sarp, tehlikeli ve bol kıvrımlı patikaları kullanırlardı. Aynı zamanda savaş ve iç çekişmelerin olduğu dönemlerde de bu yollar kervanların kurtarıcısıydı.

[caption id="attachment_8302" align="aligncenter" width="278"]"1600 1600 yıla direnen kartal yuvası[/caption]
Yazar : Cengiz ALDEMİR
Bir gün yolunuz  Karadeniz’in doğusuna düşerse o eski patikaların hâlâ kullanıldığını görecek, o dönemlerde nasıl önemli işlevleri olduğunu yaşayarak anlayacaksınız. Bu zahmetli keşifte, insanı adeta sarhoş eden oksijenin büyülü etkisi altında doğanın keyfini çıkaracaksınız. Antik dönemlerde gezinmek, farklı bir tatil geçirmek istiyorsanız rotanızı bu yıl  Trabzon’a çevirin derim. Muhteşem doğasıyla insanı sarmalayan  bu liman kenti, manastır, kilise gibi çok eski dönemlere ait kültür zenginliklerini de barındırır. Bunlar genel olarak bilinir ama bir çoğumuzun bilmediği bu kültür miraslarımızdan bazılarını da tanıtmak, görmek gerekir düşüncesiyle yola çıktım. Öğrendiklerimi, gördüklerimi de paylaşmak istedim. Sümela’nın gölgesindeki küskün manastır Adı Trabzon’la özdeşleşen tarihi mekanların başında kuşkusuz Sümela Manastırı geliyor. Şimdi anlatacağım eser yüzyıllar boyunca sanki Sümela’nın gölgesinde kalmıştır. Bu yapı, sanat tarihçileri ve yöre insanları dışında kendini saklamayı başarmıştır. Kimsenin bilmediği bu manıstırın adı Vazelon’dur. Vazelon’un yıllar boyunca gizemini koruması belki tarihi görkemine değer katmıştır. Ama beraberinde gelen ilgisizlik, yüz yıllara direnen bu yapıyı yok olma durumuna getirmiş. Bugünkü hali bence Sümela’yı kıskanmasından çok, kendisini unutan yetkililere küskünlüğündendir. Yurttaşlarımızı bilmiyorlar diye eleştirme hakkımız yok. Esas eleştirilmesi gereken Kültür ve Turizm Bakanlığı.  Vazelon… Bir diğeri Aya Presteriya (Kuşdil Manastırı)…. Birçok kültür mirasımız hâlâ hak ettiği bakımı göremiyor. Nasıl gidilir? Çömlekçi Trabzon da bir semtin adıdır. Çömlekçiden, Maçka dolmuşuna binmeden önce o meşhur Vakfıkebir ekmeğini, Tonya kaşarını alın. Sonra dolmuş şoförleri o kıvrımlı ince yollardan sizi, belki de son kalıntılarını yakalayabileceğiniz o güzelim manastırlara götürecektir. 1600 yıla direnen kartal yuvası Kartal yuvası konumunda, 88 odalı muhteşem manastırın yanındaki yeşilliklerde bir çay molası veya başka şeylerle gününüzü çok zevkli geçireceğinizi bildiğim için şimdiden hazırlık yapmanızı tavsiye ederim. Geldiğinizde  rehber bulamayacağınız için benim il kültür müdürlüğünden aldığım bilgiler sizlere rehber olacaktır: Yahya Peygamber’e adanmış “Yapının Vazelon ismi kurulmuş olduğu ‘Zabulon Dağı’ndan aldığı görüşü kuvvetli ihtimal. Manastır ıssız, sakin yerde seçilmesi, ona daha kutsal bir hava vermek istenmesinden. Bu gibi yapıların Trabzon ve çevresinde, evvelce Hıristiyan halk tarafından içinde kutsal bir suyun bulunduğu ‘Ayazma’ etrafında yahut yakınında kurulması önemli etkenlerden birisiymiş. Çoğu araştırmacı yapının tarihini kesin olarak vermemekle birlikte; bazıları ilk inşa tarihini MS. 270 , bazıları MS. 317 olarak belirtir. Manastır, Yahya Peygambere adanmıştır. O nedenle Yahya Manastırı olarak da anılır. Fakat ilk kuruluşu ile bugüne kadar çeşitli değişiklikler geçirdiği kesindir. 527-565 yılları arasında Justinyen tarafından tamir ettirilmiş. 644 yılının Şubat ayında hücreler tamamen tamir edilip, kütüphanesi zenginleştirilmiş. 702 yılı ile onu izleyen yıllar içinde esaslı şekilde yenilenmiş. En zengin manastırmış Vazelon Manastırı, 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Maçkanın ekonomik, sosyal ve kültürel hayatında etkinliğini sürdürmüştür. 14. yüzyılda sahip olduğu arazi ve geliri 1890 yılına kadar yirmi köyde devam etmiştir. Vazelon Manastırı vaktiyle bölgede bulunan manastırların en yetkilisi ve zengini durumundaymış. Bir rivayete göre; Vazelon geliri ile bir Sumela Manastırı daha yapılabilirmiş. Manastır 19. yüzyılda etraflıca onarılmış.” Bu terk edişi kime soracağız? Yapının çok harap ve tehlikeli bir duruma geldiğini öncelikle bildirmeliyim. Binaya batı kısmındaki merdivenle giriliyor. Merdiven basamakları kırık olduğundan, yukarı çıkarken dikkatli olmak gerekir. Gördüğünüzde siz hak vereceksiniz ki; eskiden çok kereler onarım geçirdiği halde günümüzde yok olmaya terk edilişini kime sormalıyız? Eğer gezinize Sümela Manastırı’ndan başladıysanız  Sümela’ya yakın olan Vazelon Manastırı’nı da görülebileceğiniz  için Kuşdil (Aya Presteriya ) Manastırı’nı bir gün sonraya ertelemenizde fayda var diyorum. Temiz hava, sarp doğa size tatlı bir yorgunluğu da ikram edecektir. İyi yolculuklar, iyi tatiller şimdiden.
Parlamento Muhabirleri Derneği
2019