Youtube krizinin perde arkası
Ulaştırmna Bakanı Binali Yıldırım, Mecliste açıkladı: "Youtube gibi içerik sağlayıcı kuruluşlar, Telekomünikasyon Kurumu ya da İnternet Güvenliği Başkanlığı ile işbirliği yapmaktan kaçındılar. Biz sizin ülkenizde faaliyet göstermiyoruz, onun için bize böyle bir yaptırım uygulayamazsınız dediler. Meselenin koptuğu nokta burası oldu."
Yazar : Turan YILMAZ
ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, Youtubeun yayınının durdurulmasıyla ilgili krizinin perde arkasını, "Telekomünikasyon Kurumu ve İnternet Güvenliği Başkanlığı ile işbirliği yapmaktan kaçındılar. Biz sizin ülkenizde faaliyet göstermiyoruz, onun için bize böyle bir yaptırım uygulayamazsınız dediler. Meselenin koptuğu nokta burası oldu" diye anlattı.
"Daha sonra 14 tane böyle vaka yaşandı. Bu kuruluşlar bize gelerek, Burada resmi temsilci atadık dediler. Bundan sonra ofis oluşturdular bu sorun da çözüldü" bilgisini veren Yıldırım, mahkemeler için sanal ortamda işlenen suçlar konusunun da yeni olduğunu anımsattı. Yıldırım, "Denizcilik Mahkemeleri de yoktu, bu davalara Asliye Ticaretler bakıyordu. Şimdi kuruldu, davalar daha düzenli yürüyor. Burada bir tecrübe birikimi sorunumuz var. Bunu aşacağız" dedi.
Yıldırım, Elektronik Haberleşme Yasasının görüşmeleri sırasında Türkiyedeki cep telefonu kullanımına ilişkin de şu açıklamalarda bulundu:
Kişi başına bir cep telefonu
"10 yıl önce cep telefonunun ekmek-su kadar ihtiyaç olacağını söylesek kimse inanmazdı. Bugün Türkiyede son 5 yıl içinde cep telefonu abone sayısı 18,5 milyondan 64 milyona çıktı. Bu rakam bu yıl sonunda ülke nüfusunu bulacaktır. Bilgi iletişim teknolojilerine yatkın genç ve dinamik bir nüfusumuz var.
İstiyoruz ki biz üretelim
Bugün Türkiyede kullanılan toplam telefon sayısı 96 milyon. Bunların tamamı dışarıdan alınıyor. Bunun için dışarıya 35 milyar dolar ödedik. Biz istiyoruz ki Ar-Ge teşviki ile bu teknolojilere yönelik sadece ürünü alıp kullanmayalım. Burada kendi yetişmiş beyin gücümüzle bu teknolojileri üretelim. Bu konuda yazılım geliştirenleri teşvik edelim. Bu şekilde hem ülke katma değer kazansın, hem de hem de dövizlerimizin yabancılara gitmesini önleyelim."