Gazetecilere özgürlük deklerasyonu
Bünyesinde 17 meslek kuruluşunu toplayan “Gazetecilere Özgürlük Platformu”nun yayımladığı deklarasyonda, “Siyasi iktidarı rahatsız eden kalemlerin ve yayınların bertaraf edilmesine başlandığını gösteren örnekler, halen 175 ülke arasında basın özgürlüğü bakımından 122. sırada olan ülkemizi, Kuzey Kore, İran, Suudi Arabistan gibi ülkelerin hizasına indirecek kadar vahimdir” denildi.
GAZETECİLERE Özgürlük Platformunca yapılan açıklamaya göre, medya dünyasının içinde bulunduğu gerçekleri değerlendiren ve Basın Enstitüsü Derneği, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Çevre ve Eğitim Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Ekonomi Gazetecileri Derneği, Gazete Sahipleri Derneği, HABER-SEN, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Kültür Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği, Medya Etik Konseyi, Profesyonel Haber Kameramanları Derneği, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Spor Yazarları Derneğinden oluşan “Gazetecilere Özgürlük Platformu”, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinçin başkanlığında toplandı.
Toplantı sonunda yayımlanan deklarasyonda, demokrasinin temel kurumu olan iletişim (basın, ifade) özgürlüğünün, yaşanan son olaylarla eskisinden daha ağır bir baskı dönemine girdiği belirtildi.
“Gerçek sebebini bilemeden ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek uzun süre hapiste tutulanlara ek olarak şimdi medya organlarını da tutuklayan bir dönemin yaşandığı” belirtilen deklarasyonda, şunlar kaydedildi:
“Bu son dönemin özelliği 26 Şubatta, Köşe yazarları her istediğini yazamaz. Parasını sen veriyorsun, yazarına sahip çık, yazdırma gönder diyen Başbakan Tayip Erdoğanın sözlerinin uygulamaya konulmuş olmasıdır. Nitekim bunun son somut örneği Habertürk gazetesi sütun yazarı Bekir Coşkunun gazetesiyle iş ilişkisinin kesilmesidir. Kanıtı da Coşkunun işverenin ve gazete yönetiminin kendisinden memnun olmasına rağmen ağır baskıya dayanamayarak iş ilişkisini sona erdirdiklerini ifade eden sözleridir. Bekir Coşkun olayı, sadece bu etkili kalemi değil, tüm gazetecileri ilgilendirmektedir. Çünkü bu örnekle tüm gazetecilere, sansürlerin en sinsi ve en kötüsü olan oto-sansür dönemine girdiğimiz tebliğ edilmiş olmaktadır.
Siyasi iktidarı rahatsız eden kalemlerin ve yayınların bertaraf edilmesine başlandığını gösteren bu ve benzeri örnekler, halen 175 ülke arasında basın özgürlüğü bakımından 122inci sırada olan ülkemizi, Kuzey Kore, İran, Suudi Arabistan gibi ülkelerin hizasına indirecek kadar vahimdir. Ülkemizde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ve genel olarak gelişmiş demokrasilerin kabul ettiği ölçütlere uygun iletişim (ifade, basın) özgürlüğüne ulaşıncaya kadar görevimize devam edeceğiz.”
24-09-2010