Gazetecilik özveri ve yürek ister
AKP Samsun Milletvekili Fatih Öztürk, Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin (TGC) kuruluş yıldönümü nedeniyle TBMM Genel Kurulunda gündemdışı söz aldı. Öztürk, TGCnin; "gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi yazılı, işitsel, görsel ve elektronik iletişim alanlarını kapsayan gazetecilik mesleğini; mesleğin geleneklerini, ahlak ilkelerini korumak; herkesin bilgi edinme, gerçekleri öğrenme hakkının bir aracı olan iletişim ve düşünce özgürlüğünü sağlamak, gazetecileri meslekleri içinde maddi ve manevi yönleriyle ilerletmek ve yüceltmek” amacıyla kurulduğunu vurguladı.
Öztürk, özellikle demokratik sistemin hakim olduğu toplumlarda kitlelerin doğru ve tarafsız bilgiye ulaşmasının önemine dikkati çekti.
Gazeteciliğin, demokratik toplumlarda dördüncü güç olarak anıldığını ifade eden Öztürk, şöyle devam etti:
“Gazetecilik mesleği özverili ve yürekli çalışmayı gerektirir. Bu meslekle uğraşanların en önemli özelliği ise mesleğe gönül vermiş olmalarıdır. Bu nedenle, gazetecilik mesleğini yapanlar her dönemde yüksek ahlaki değerlere sahip olmadıkça halkın geleceğe güvenle bakması imkansız hale gelecektir. En zor mesleklerden olan gazetecilik, aynı zamanda da oldukça onurlu bir meslek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Basın her anlamda özgür olmalıdır. Basının özgür hareket edemediği bir ülkede gerçek ve sağlıklı bir demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Herkesin bildiği ve tartışmasız kabul ettiği gibi, basın hürdür, sansür edilemez. Basın özgürlüğü denilince sadece sansür veya basının siyasal iktidara karşı özgür olması akla gelmemelidir. Asıl basın özgürlüğü; gazetecilerin patronlarına karşı özgür olmalarıdır. Bu özgürlük ve teminat, gazetecilerin görevlerini meslek kuralları kapsamında sürdürebilmelerinin asgari şartıdır. Gazete patronlarının veya iktidarların hoşlanmadıkları gazetecilerin işlerine son verilmesinin üzücü örneklerine de geçmiş dönemlerde şahit olunmuştur. Basın çalışanlarının, medya patronları karşısındaki güçsüzlüğü, sendikal örgütlenme haklarını kullanmaktan yoksun olması, medya sahiplerinin ticari kaygılarla hareket etmesi, sansür ve otosansürü birlikte getirmekte; dolayısıyla basın ve ifade özgürlüğünün kullanılabilmesinin koşulları da zedelenmektedir.”
Gazeteler ve gazetecilerin, bilgi ve haberi toplumla en doğru şekilde paylaşmaları, topluma okumayı sevdirerek doğru ve tarafsız bilgi akışını sunarak tirajlarını artırmaları gerektiğini ifade eden Öztürk, Norveçte bin kişiden 600ü gazete alırken Türkiyede bu oranın bin kişide 73e düştüğünü sözlerine ekledi.