"YASAKSIZ, SANSÜRSÜZ, ÖZGÜR 10 OCAKLAR İSTİYORUZ"
PMD, yeni anayasa süreci ile eş zamanlı olarak basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün eksiksiz ve yasaksız yaşama geçirilmesi için ilgili yasalarda değişikliğin zaman yitirilmedin yaşama geçirilmesini öneriyor. PMD, bugünün gerçek anlamda “gazeteciler günü” olarak; yasaksız, sansürsüz ve özgürce kutlanması için sorumluları uyarmayı da görev biliyor…
YASAKSIZ, SANSÜRSÜZ, ÖZGÜR 10 OCAKLAR İSTİYORUZ”
Çalışan Gazeteciler Günü" 1961 yılında ilan edildi. O tarihte gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar. Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla, sendika binası önünde toplanarak Vilayete kadar bir yürüyüş yaptılar.
Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise Sendikanın öncülüğünde, BASIN adıyla kendi gazetelerini 11–12–13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladılar. O tarihten sonra 10 Ocak, "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, "Bayram" olmaktan çıkarıldı ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başlandı.
Ve bugün 10 Ocak 2012… Aradan tam 51 yıl geçti. Basın emekçileri dün olduğu gibi bugün de "bayram" yapamıyor… Çalışan Gazeteciler Günü’nü buruk geçiriyor.
Biz gazeteciler kamusal görev yapıyoruz ve gerçekleri eğmeden, bükmeden sokaktaki insana bildirme sorumluluğumuz var. Savaşlar, depremler, sel falaketleri, orman yangınları, terör eylemleri, toplumsal ve siyasi olaylar başta olmak üzere her zeminde bu yükümlülüğü yerine getirmek zorundayız.
Ama bugün biz gazetecilerin yıpranma hakkı elimizden alındı. İşsizlik tehdidi ile karşı karşıyayız… Sendikal güvenceden yoksunuz… Sosyal haklarımız yetersiz… AB standartları hala gazeteciler açısından hayalden öteye geçemiyor..Haberleşme özgürlüğümüz tehdit altında... Baskılar arttıkça bazı meslektaşlarımız zarar görüyor, bazıları işini kaybediyor… Gazeteciler en temel görevlerini yapamaz hale geliyor…
Bunların yanında ifade ve basın özgürlüğü sorunu yakıcılığını koruyor. Bazı yasalar 2012 Türkiyesi’nde halen ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlıyor. Çok sayıda gazeteci ve medya kuruluşu hakkında hapis veya para cezası talebiyle açılan davalar ve soruşturma sayıları 9 binleri zorluyor. Gazetecilere Özgürlük Platformu verilerine gore cezaevlerindeki gazeteci sayısı 90’ı aşıyor.
Gazeteciler bu zor koşullar altında kamusal görevini yerine getirmeye, toplumun “gözü, kulağı, sesi” olmaya çalışıyor; halkın bilgi edinme hakkı için mücadele veriyor…
Unutulmamalıdır ki, gazetecilerin olmadığı, özgürce çalıştırılmadığı, yasaklanıp, sansürlendiği toplumlarda, demokrasiden söz edilemez… Gazetecilerin susturulduğu toplumlarda sokaktaki insan "kör, sağır ve dilsiz" demektir…
PMD, yeni anayasa süreci ile eş zamanlı olarak basın, düşünce ve ifade özgürlüğünün eksiksiz ve yasaksız yaşama geçirilmesi için ilgili yasalarda değişikliğin zaman yitirilmedin yaşama geçirilmesini öneriyor.
PMD, bugünün gerçek anlamda “gazeteciler günü” olarak; yasaksız, sansürsüz ve özgürce kutlanması için sorumluları uyarmayı da görev biliyor…
PMD YÖNETİM KURULU